30 Mart 2012 Cuma

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE PKK-MİT İLİŞKİLERİ - I

PKK’nin 1980 öncesi hareketleri incelendiğinde kesin olarak MİT ile anlaşma yaptığı ve MİT ‘in finansmanıyla Kürdistan’da devrimcilere, sosyalistlere ve yurtseverlere karşı kanlı eylemlere girdiği anlaşılıyor. MİT’de görevli olan Pilot Necati denen kişi ve Öcalan’ın kayınpederi aracılığıyla ilişki kurulduğu açıklanmıştı. Bu iş birliğinin yönü MİT’in PKK örgütüne finansta bulunması, PKK nin de Kürdistan’da ki örgütlere karşı silahlı mücadele başlatması yönünde olduğu anlaşılıyor.

Söz konusu olayları ve gelişmeleri Öcalan verdiği röportajlarda açıkça anlatmaktadır. Devleti ve MİT’i kullandık demektedir. Bol bol kaynak her şey geliyor, ama ben onları uyutuyorum diyor. Uyuttukları kimler ? MİT elemanları, MİT elemanları Öcalanın yanından ayrılmaz, Öcalan’da MİT elemanlarının yanından ayrılmazdı. Bu adamlar, bunca silahı, parayı, lojistiği nasıl temin ettiler ? Bu kuşkulara aşagıda yorum bırakan Ishak Konya arkadaş da işaret etmiş.Yorumu aynen aktarıyorum.

Şöyle demiş :
‘’ Ishak Konya Uğur mumcu kürt dosyası ve devlet ilişkileri kitabının hazırlık aşamasında öcalanın otobiyoğrafisinden bahsederken. siyasal bilgilerde okuyan silik ve sessiz bir genç olarak niteliyor apoyu. ve aynı okul sürecine tapu kadastroda çalıştığından falan bahsediyordu. bu kitabın hazırlığındayken öldürüldü. burada soru işaretleri koymak istemiyorum.şundan yada bundandır diye. benim kafamda soru işareti yaratan bir takım etmenler var sadece. nasıl oluyorda bir örgüt kısa zamanda olağandan öte bir lojistik güce sahip oluyor. bunu kürt ulusal mücadelesinin kendine ait kimliğiyle açıklamak olasımı.bu açılımı seksen sekizli yıllarda bir arkadaşımla analiz etmiştik. o zamandan bu zamana giderek güçlenen bir lojistik süreç var. türkiye sosyalist tarihinde ki silahlı devrimi savunan ve bunun pratik yansıması olan örgütler bile toplumsal meşruiyetin en yoğun olduğu dnemde böyle bir güce ulaşamadı.’’

1980 öncesi PKK örgütü, Devrimci Halkın Birliği, Halkın Kurtuluşu, Kürdistan Ulusal Kurtuluşçuları, DDKD, Tekoşin, Rızgari, Ala Rızgari gibi Kürt ve Türk Devrimci-sosyalist-yurtsever örgütlere karşı silahlı eylemlere girişti. Bu saldırılarda çok sayıda insan öldü. Bu kadar devrimci örgüte saldıran örgüt devrimci falan olamaz.  Bu güne kadar elde toplanan bilgiler onun, MİT’le anlaşılarak, onun finansmanıyla, diğer devrimci-sosyalist örgütlere karşı yaptırıldığı anlaşılıyor.

1965 yıllarında TİP Kürt halkı içinde iyi örgütlenmişti, ünlü doğu mitinglerini kitlesel olarak yapmıştı. Bu kitlesel mitingler Kürt halkının ulusal uyanışına katkı sundu, ilerletti. Devlet merkezinde, MİT içinde bu uyanış ve örgütlenmenin önünü kesmek için PKK ‘nin finanse edildiği ve kullanıldığı anlaşılıyor.

Öcalan’ın bir çok yerde yaptığı röportaj yanında, Mahir Kaynak’la da yaptığı röportajda Pilot Necati’den bahsetmiş, MİT’in parasını, olanaklarını kullandıklarını anlatmıştı. Sayfa numarası yanılmıyorsam 86 olmalıydı. Televizyonlarda Kemal Burkay böyle bir sayfa numarası vermişti ama ben kesin hatırlamıyorum. Eğer sayfa yanlış verilmişse sorun değil kitap benim elimde var, gereğinde doğru sayfayı oradan paylaşırım.

Şemdin Sakık, geçenlerde savcılara ifade vermiş, bu konuda kitap yazdığını da eklemişti. Şemdin Sakık’a göre PKK ve Öcalan Beka vadisinde 2.000 örgüt elemanını işkencelerden geçirerek, infaz ettirmiş, Bekaa’nın etrafını ölüm tarlalarına çevirmişti. Şemdin Sakık yaptığı açıklamalarda PKK’nin ve Öcalan’ın uyuşturucu işi yaptığını ve örgütlerinin finansını oradan temin ettiklerini açıklamıştır. Şemdin, Öcalan’a uyuşturucu işini bırakalım demesine rağmen, Öcalan karşı çıkmıştır. Şemdin’de o süreçte bu konuyu üstelemenin başına iş açacağından dolayı, sessiz kalmayı yeğlemiştir.

Benzer açıklamalar PKK kurucuları arasında yer almış, 11 yıl zindanlarda yatmış, çıktıktan sonra, PKK medyasına içinde olduğu Ülkede Özgür Gündem’in başına getirilmiş olan Şükrü Gülmüş’tür. Daha sonra ayrılığa düşmüşler, bu ayrılıklardan sonra Öcalan ve MİT ilişkilerini açıklamıştır.

Ortadoğu sahasında infazdan kurtularak kaçabilen Selim Çürükkaya da  Şemdin Sakık ve Şükrü Gülmüş’ün ileri sürdüklerini, ileri sürmüştür, onları doğrulamıştır. Bu konuda kitaplar yazmıştır, internet ortamında bir çok yerde yazıları vardır.

Kemal Burkay ( Rızgari ) ve İbrahim Güçlü’ de (Ala Rızgari ) PKK hakkında benzer açıklamalar yapmış, bu açıklamalarını TBMM ‘ne de iletmişlerdi.

PKK kurucularından, ilk merkez komitesinde yer alan M.Can Yüce’ de Öcalan hakkında uzun uzun eleştiriler yapmış, bu eleştirilerini kitaplarında ve internetteki sitelerinde yayınlamışlardır. Dahası İmralı sonrası PKK’den ayrılmışlardır. Imralı sürecini PKK’ye ihanet ve tasfiyecilik olarak adlandırmışlardır. M.Can Yüce yıllarca zindanlarda yatmış, Zindanda ve örgütte olduğu yıllarda, Özgür Halk Dergisinde ve Gündem gazetesinde en çok yazı yazan kişi olmuş, neredeyse baş yazar gibi bir şey olmuştu.

Merak Kıdır vardı, o da PKK’nin 1980 öncesi kadrolarındandı, Türk kökenli olduğundan 1990 sonrası PKK’nin isteğiyle arkadaşlarıyla birlikte Devrimci Halk Partisini kurmuştu. Kuruluş PKK içinde mücadele etmiş Türklerden oluşturulmuştu. Örgüt Türkiye’ye taşınınca operasyonlar sonucu ele geçirilmişti. Dergileri olan Alternatif’i, PKK’nin Özgür Halk Dergisinin bürolarında çıkarıyorlardı. Meral Kıdır da M.Can Yüce gibi PKK basınına sürekli yazan biriydi. Oda Imralı süreci sonrası Öcalanı eleştirmiş, onun teslimiyet ve ihanete gittiğini ileri sürmüş ve onlardan ayrılmıştı.

PKK bütün bu olguları açıklayan herkesi ölümle tehdit etti. Kendilerini eleştirenleri, farklı düşünenleri şimdiye kadar bir çok şekilde öldürdükleri gibi, hala da aynı yöntemi sürdürmeye çalışıyorlar.

Söz konusu örgüt şimdiye kadar, kendi içinde ve dışında demokrasiyi uygulamamış, farklılıklara karşı şiddet uygulamıştır. Bu şiddet uyguladığı kişiler ama doğru, ama yanlış, ama eksik, ama fazla devrimci kişiler veya Öcalan’ı örgütte eleştiren kişilerdir. Veya onun yerine geçebilecek potansiyeli olan kişilerdir.

Öcalan Ortadoğu sahasına geçince Suriye’de istihbarat örgütü olan Muhaberat’ın kontrolune girer. Nereye gitse istihbarat örgütlerinin içine giriyor mübarek. Daha sonraları derin devletin admları oldukları söylenen, Yalçın Küçük ve Doğu Perinçek ile bir araya gelip, birlikte çalışma yollarına giderler. Uzatmayayım, şimdilerde Doğu Perincek ve Yalçın Küçük Ergenekon örgütü davasından dolayı yargılanıyor. Yani derin devletin örgütünün üyeleri oldukları için yargılanıyorlar.

Öcalan’ın Imralı’da son geldiği yer, Misakı-Milli sınırları içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmettir..
Devam edecek…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder