Türkiye solu başlanğıcından beri toplumunun tarihinin ekonomisinin bırakalım Marksist bir analizininin bir eleştirisi üzerine kurulmamıştır. Ittihat ve Terakki gibi çöken Osmanlıyı nasıl kurtarabiliriz derdinden kalkmış ve Osmanlı ancak “ SOSYALIZM“ le kurtulabilir diye düşünmüş. Mustafa Suphi eski bir Ittihatcı, Şefik Hüsnü Sabetaycı Osmanlı subayı, Dr. Hikmet Arnavut bir Osmanlı subayı. Osmanlının balkanları kaybetmesinin üzüntüsünü anlatan Dr. Hikmet’in yazısı okunabilir. Daha sonra Nazım Hikmet, Şevket Süreyya ile beraber Kafkas ve ortaasya türklerini kurtarmaya giderken komünist olurlar.
Bu insanların ortak yanı hiçbirisinin anadolu’lu olmaması ve hepsi osmanlı devletinin balkanlarda sömürgeci işbirlikçileri oluşu. Denebilir ki o zaman “TÜRK“ ve müslümanlarda başka aydın yoktu askerler dışında. Olabilir bu gerçeği değiştirmiyor. Bu kurucu nesilden sonra Trakya’da Rum ve Bulgar mallarına el koyma uzmanı Mudafai Hukuk Cemiyeti Başkanının oğlu Mihri Belli geliyor.
Palavracılığı ile tanınan bu şahıs geçenlerde Hürriyet gazetesinde 6 yaşındayken nasıl karakol teşkilatının gizli evraklarını yok ettiğini övününerek anlatıyor.
Ecevit gibi Robert Kolej’de yetişen bu komünist, komünistliği kendi ifadesine göre ABD’de öğreniyor. Kemalizm ve Stalinizmin şahsında birleştiren ve çok ilkel bir ideolojiyi savunan bu şahis TC solunda en önemli ideologdor. Mahir Cayan’dan, Doğu Perinçek’e Türkiye solunda rol alanların çoğu Mihri Belli’nin rahlei tedrisinden geçmiş. Gene denebilir ki ne yapsında genç insanlar başka alternatif yoktu. Olabilir ama gerçeği değiştirmiyor. Ve neticede bu ucube oluştu. Kemalizmi ordudan daha çok savunan bir sol. Düzen partilerinin çöplendiği yer olan devlet müesselerini düzen partilerinden daha çok savunan bir sol. Stalinizmin kurduğu sosyalizm tüm reform denemelerine rağmen yıkılınca TC solu öksüz kaldı. Stalinizmin yıkılmasını bir şans olarak değerlendirip geçmişine eleştirici bakacağı yerde daha da muhafazakar bataklığa battı. Benim içinde yer aldığım yenilenme hareketi keza Halil Berktay ve arkadaşlarının DP tarikatında denemeleri. Taner Akçam yarı kaçma yarı yenilenme kalkışmaları başarısızlığa uğradı. Bunun yerine Berlin duvarının yıkılması bizi enterese etmez diyen DK tarikatı ve Pol Pot caru mazumdar gibi canavarların mayalandırdığı TIKKO gibileri bir kaç zavallıyı etrafında tutup bir yandan mafya, eroin ticareti bir yandan merhum Adana müftüsü Cemalettin Kaplanı arattıran bir fanatik gerici ideolojiyle tarikat şeyhlerine belli bir lüks. Genelkurmaya da hem öcü hem taşaron görevi gören bir “TERÖR“ örgütü imajı. Dev-Yol ve TKP gibi örgütler 80‘li yıllarda cuntaya karşı en teslimiyetçi tavrı takınanlar bu rezilliklerin hesabını vereceği yerde sarhışlar birbirine dayanırsa belki tesadüfen evin yolunu bulabilir diyerek tarikatlardan arta kalanları ÖDP’de topladı. Evin yolunu bulamadığı gibi yolun yarısında bir yere yığılıp kalacak. Stalinizmin yıkılmasında basiret ve yenilenme göstermiyen TC solu ermeni katliamı konusunnda rezilane bir tavırla bu firsatı da kaçırdı.
Muhalif öldürme, insan haklarını hiçe sayma konusunda zengin bir rekoru olan TC solu ermeni katliamı konusunda ya susmuş yada mazlum ermeni milletini emperyalizmin işbirlikçisi gibi alçak nitelemelerle hakaret etmiş ve katil babalarının çocukları olduğunu göstermiş. Şimdi TC’de tavuklar bile ermeni katliamını tartışırken TC solu ya Doğu Perincek ya da ÖDP merkezine yakın olduğunu ifade eden ve internette Genel Kurmayın sayfasındaki alçaklıkları bir iki sol frazeoloji ile aynen savunan da isimli şahıs gibi utanma yok. Yahut Fransa
emperyalist gibi eleştiri ve sınıf kavramından mahrum bir ilkel yaklaşımla ermeni katliamı konusanda Fransa’nın kararının demokratik özünü kavramamakta.
Diyelim ki Fransa emperyalist ve diyelim ki Fransa emperyalistleri hangi emperyalist hesaba göre bu kararı alıyor. Bre alçaklar peki Fransa meclisinde herkes mi emperyalist. Hani sınıf mınıf vardı. Fransa işçi sınıfı, aydınları ermeni katliamında ne düşünüyor. Komünisti, Trockisti, Yeşilcisi.
Bugünlerde Bahçeli, BBP liderinin palavraları –türkçede solcu türkçesinde söylem deniyor—dinleyin solcu Dev-Sol’dan çok farklı değil. Neymiş Fransa emperyalistmiş. Cezayir de katliam yapmış. Be hödük Fransa yeni mi emperyalist olmuş. Cezayir’in bağımsızlığını da Gaulle imzalamadı mı? Peki Fransa’da Cezayir Ulusal Kurtuluş Savaşını destekliyenler ne oluyor onlar mransız mı?
Ermeni katliamı turnusol kağıdıdır. Bu konuda yanlış tavır takınanın TC’de demokrat olması mümkün değildir. MGK ahirında bir eşek gibi gözleri bağlı kalir. Kendine solcu mu der, sağcı mı, müslüman mı hiç önemli değil. MGK dolap beygiri gibi bunları dönderir durur.
03.02.2001tarihinde saat 12:58:01 ta ibrahim seven yazdi:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder